Çalışma Saatleri: P.tesi - Pazar
Telefon: +90 536 060 67 70
e-mail: psk.ozlemodabasi@gmail.com

İnsan Neden Aldatır?

İnsan Neden Aldatır?

İnsan Neden Aldatır?

Aldatma ve aldatılma durumunun son yıllarda artış gösterdiğini görüyoruz. Eskiye oranla artık kadınlarında erkeklerle eşdeğer görüldüğü, daha fazla iş ve sosyal hayatta rol almasıyla birlikte kadının güçlendiği bir dönemde olmak, modernleşme ve değişen dünya ile daha fazla bireyselleşme, gelişen teknoloji ve dijital dünyayla bireylerin karşı cinse ulaşmasının kolaylaşması, aldatma ve aldatılma olaylarının yaşanmasını kolaylaştıran bazı faktörlerdir.

Duygusal olarak karşı tarafı ihmal etme, rutinden sıkılma ve heyecan arayışı, karşılıklı iletişim sorunları, aşırı iç içe geçmiş hayatlardan kaçma çabası, çocukluk çağında yaşanan travmalar, hamilelik, aile içi dinamikleri etkileyebilecek büyük değişiklikler ve benzeri gibi birçok sebep aldatmanın nedenleri olarak sıralanabilir.

Kadın ve erkeklerin ilişkideki aldatma eğilimleri farklı motivasyonlardan kaynaklanmaktadır. Bilinen genel bir yargıya göre erkeklerin daha çok cinsel haz alma deneyimi arayışı nedeniyle aldattığı kadınların ise daha çok duygusal düzeyde bir bağ ve ilişki kurma isteği ile aldattığı yönündedir. Hangi taraf aldatırsa aldatsın ve nedeni ne olursa olsun bu durum iki tarafa ve ilişkiye ciddi zarar vermektedir.

Aldatmanın psikolojik nedenlerine bakıldığında ise başlıca nedenlerinden birinin bağlanma problemi ve narsistik kişilik bozukluğunun yansıması olan egoizm olduğunu söyleyebiliriz. Kendini eşinden daha yüksek gören ve ilişkinin kontrolünün kendi elinde olmasını isteyen birey aldatmaya yatkınlık gösterebilmektedir. İlişkide çatışma çözme becerisine sahip olamamış ve sağlıklı ayrılma ve ayrışmayı sağlayamayan, bağlandığı şeylerden kopamayan bireyler de ayrılmak yerine başka bir ilişkiye yönelebilmektedir. Burada aslında benlik algısı gelişmeyen birisini de görmüş oluruz.

Kişinin çocukluk döneminden itibaren oluşturmaya başladığı ilişki dinamiği de aldatma davranışına yol açabilmektedir.

Aldatma Türleri Nelerdir?

Fiziksel Aldatma; kişinin partneri dışında başka biriyle görüşmesi,  fiziksel temas kurması ve hatta cinsel birleşme gerçekleştirerek aldatmasıdır.

Zihinsel Aldatma; Aldatma sadece fiziksel olarak gerçekleşmez. Yüz yüze bir görüşme olmasa dahi reelde düşünceyle başkasına yönelme vardır ve bu da aldatmanın en yaygın türüdür.

Sanal aldatma; en yaygın gördüğümüz diğer zihinsel aldatma türüdür. Karşı cinsle etkileşim kurmak, çeşitli platformlardan takip etmek, yakın olmadığı ancak beğendiği kişilerin dikkatini çekip etkileşime girmek için gönderilerini beğenmek, yüzeysel ve mesafeli olsa bile iletişim kurmakta aldatmadır.

Duygusal aldatma; kendi içindeki çatışmayı çözememiş kişilerde görülmektedir. Sevildiğini, beğenildiğini, onaylandığını, kabul edildiğini hissetmek insanın temel ihtiyaçlarındandır. Bunlarda doyum sağlayamayan kişi aldatmaya yönelebilir. Bu doyumu alamamış olmak bazen romantik ilişkiden bağımsızdır ve çocukluğunda bu doyumu yeterince sağlayamamış olmak gelecekteki partnerinden de sağlayamamasına neden olabilir. Kendilik algısını gerçekleştiremeyen, özgüven problemi yaşayan ve depresyona yatkınlık gösteren kişiler bu ihtiyaçların eksikliğini daha fazla hissettiği ona daha fazla değer ve ilgi gösteren, ego tatminini sağlayacak kişilerin arayışına girebilir.

Her şeye rağmen aldatmanın sebebi her ne olursa olsun aldatan kişiyi haklı çıkarmaz. Karşı tarafın  çok yoğun ve yıkıcı duygular yaşamasına sebep olmaktadır. Kişi bunu bir ihtiyaç olarak bile görse bu ihtiyacının aldatma dışında nasıl sağlanabileceği yollarını aramalı, kimlik gelişimini güçlendirerek ilişkiyi sürdürme veya sonlandırma konusunda kendini geliştirmelidir.

Aldatan Kişinin Psikolojisi

Aldatan bireylerde bir süre sonra suçluluk duygusu ve vicdani düşünceler sıklıkla görülmektedir. Bu durumu bastırabilmek için aldatan kişi aldattığı kişide suç ve kusur aramaya başlar. Partnerinde ve ilişkisinde ufacık sorunu veya kusuru bile bulsa kendini iyi hissedip aldatmasını kendi içinde haklı görmeye başlayacaktır. Bu sebeple ilişkide sürekli kusur arayıp en ufacık şeyleri bile büyüterek arkasına sığınmak ister. Ancak mükemmel, onu çok seven ve duygusal olarak olgun bir eşe sahipse kendi içindeki vicdanı susturmakta çok fazla zorlanabilir ve sonrasında pişmanlığını çok daha yoğun hissedebilir.

Yaşamın ilk yıllarından itibaren uyum sağlamak, sorumluluk almak, tercih yapmak ve irade gücümüzü yönetebilmek adına yetiştiriliyoruz. Deneyim ve kişilik yapılarımızla bunları çocuk kimlikten sağlıklı yetişkin kimliğe doğru götürebiliyor veya bazı aksaklık ve duraksamalar yaşıyoruz. Bir ilişkiye başmak yapılan bir tercihi, sorumluluğu ve bununda birlikte sadakati de getirmelidir. Eğer çocuk kimliğinden sağlıklı yetişkin kimliğine geçemediysek verdiğimiz karardan, yaptığımız partner seçiminden pişman olabilir, ilişki sürecinde ansızın sıkılabilir veya çeşitli sebeplerle aldatmaya meyil arayıp kendimizi aldatırken bulabiliriz çünkü ‘’haz ilkesinden gerçeklik ilkesine geçiş sağlanmamıştır’’. Halen olgunlaşmamış, istek ve arzularını kontrol edemeyen, hazzını yönetemeyen sorumluluk alamayacak bir çocuk kimliğinin içerisindeyizdir.

Eğer aldatan biriyseniz ve vicdanı yük hissediyorsanız;  terapiyle birlikte neden aldatmaya yöneldiğinizi bulabilirsiniz. Hazdan gerçeklik ilkesine geçip sağlıklı bir yetişkin rolüyle ilişkileri sürdürebilmek yine terapide kazanabilmesi mümkün bir durumdur.

Sağlıklı yetişkin kimliğinizle sürdürebileceğiniz sağlıklı ilişkiler dilerim.